sisli keskin bir soğuk vardı şubatta
hırçın dalgalı denizler üşümüş göller hüzünle buz tutmuştu
yürekler barbarca dağlanmış hınçla örtüler yırtılmıştı
yirmisekizşubattı

/post modern olsundu
zulüm çoğalsındı
ve ezilsindi bütün inananlar/

sevdayı azaltanlar sevgiyi karartanlar vardı
sessiz  çığlıkları susturanlar gökyüzünü kanatan kıpkızıl edenler vardı
hoyratça laleleri solduran gülleri incitenler vardı
yirmisekizşubattı

/bin yıllıktı sürsündü
işkence çoğalsındı
ve ezilsindi bütün inananlar/

hayat akıp giderken mecrasında insanları prangaya vuranlar
özgürlükleri zincirleyenler vardı
merhameti yok edenler teri kana bulamak isteyenler vardı
nobran ve kinle saldıranlar vardı
yirmisekizşubattı

/yakılsındı
kahır artsındı
yok edilsindi bütün inananlar/

…

ey ölüm sevici diktatör
biliyor musun
her yağan karla yeniden doğarız

ey özgürlük düşmanı aristokrat
biliyor musun
temizlenir özümüz her yağan yağmurla

ey yakıcı yok edici  burjuva
biliyor musun
esenlik olur rüzgarlar ateşlere

ey cellatlara emir veren katil
biliyor musun
yediveren güldür umutlarımız geleceği aydınlatan

…

gözlerden akan hüzünler dirençlerimizi biler
karıncalar su taşır yangınlarımıza
kanatılan yüreklerimizde taşıdığımız güneşler yeniden doğar
sonsuzluk olur çektiğimiz sancılar

ondandır
bin yıl sürmemesi post modern darbenin
bütün tılsımın bozulması efsanenin sönüvermesi
o yüzdendir

aşkın ve acının zirvesini yaşamışken bizler
yeniden cemreler düşer şubatlarımıza
sevginin çiçekleri açar mezarlarımızda
bizi kim öldüresi

https://www.kayserianahaber.com/-yeni-yirmisekizsubatti_m5141.html?yazar=2509