- 2.210 kez görüntülendi
Gülen hareketi ile hükümetin arası iyice açılmıştı. Kılıçlar çekilmiş herkes elindeki kozları son kez masaya koyuyordu. Başbakan danışması Yalçın Akdoğan Yenişafak gazetesinde Yasin Doğan müstear ismiyle hareketin neler yaptığını yazıyordu.
‘Amaca ulaşmak için her yol mübahtır’ diye düşünenler, aracı amaç haline getiren sakat bir yaklaşım üretirler. Gayrı İslami ve gayrı insani her türlü yöntemi (tezgah, şantaj, karalama) kullanarak ulvi bir amaca ulaşma düşüncesi büyük bir yanılgıdır, örgütleri canavarlaştıran bir anlayıştır.
Diyalogculukla nam bulan bir vakıf, geçmişte TÜSİAD’ın yaptığı gibi her hafta racon kesiyor, dini cemaatler veya STK’larla işbirliğine gitmek yerine yabancı ülkelerin misyon şefleriyle hükümete karşı lobicilik faaliyetlerine girişiyorsa bu nasıl bir sivilliktir, nasıl bir vatanseverliktir?
Kendi ülkesinin istihbarat servisi, ordusu, bankası, hükümeti aleyhine faaliyetler içine girmek, onu tahrip edecek işler yapmak hiçbir makul ve meşru gerekçeyle izah edilemez. http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YasinDogan/istihbarat-oyunlarinin-vardigi-nokta/45130
Gülen hareketinin sivil toplum ayağı olan, TGC’ne alternatif olarak kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ise aynı sertlikte karşılık veriyordu: “Sayın Erdoğan’ın ve partisinin yönetiminde, eylemlerinde ve eylemsizliklerinde 2011 genel seçimlerinden bu yana ciddi bir farklılık oluştuğu açıktır. AB sürecinin yavaşlaması, kuvvetler ayrılığını erozyona uğratan şekli ile başkanlık teklifi, medya özgürlüklerinin giderek daralması, parlamenter denetimin zayıflaması, Sayıştay’ın görevini yapamaz hâle gelmesi ve otoriterleşme emarelerinin artması, son olarak yargıya bile müdahale edilmesi AK Parti’yi destekleyen sağduyulu kesimleri ülkenin geleceği ile ilgili derin endişelere sevk etmiştir.” Cemaat bu tespitle AKP ve özellikle Erdoğan’la yollarını iyice ayırırken, kendisi gibi, daha önce AKP’ye destek vermiş ama yakın dönemlerde bunu sonlandırmış kişi ve çevrelerle yeni bir ittifakın teorik temelini de atmış oluyor. http://haber.gazetevatan.com/cemaat-hukumete-karsi-pozisyonunda-kararli-ve-israrci/596783/4/Yazarlar/73
Bu arada İstanbul emniyet müdürlüğü Gülen hareketini ilk kez paralel devlet yapılanması (PDY) ve Fetö (Fethullahçı Terör Örgütü) örgütü olarak nitelendirdiği bir fezleke hazırlamıştı.
Örgüt tabanına ‘İlay-ı Kelimetullah’ gayesi ile hareket edildiği, Türkiye ve Türk coğrafyası başta olmak üzere ahlaklı toplum yetiştirme arzusunda olunduğu vurgusu yapılmakta. Asıl amacın ise Türkiye’de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu anlaşılmıştır.” https://onedio.com/haber/feto-fethullahci-teror-orgutu-ifadesi-resmilesti-457769
Fethullah Gülen’in içerisinde sakladığı büyük bir ‘güç haline gelmek’ amacı bu fezleke ile ortaya çıkarılmıştı.
İpler iyice gerilmiş, köprüler atılmıştı. Hükümet yine de teenni ile hareket ediyor hiçbir işi aceleye getirmek istemiyordu. Gazeteci Ruşen Çakır eğer hükümetin yerinde cemaat iktidarda olsaydı beş dakika içinde ak partiyi bitirirlerdi diyor bir röportajında: “Cemaat iktidarda olup AKP’yi tam tasfiye etmek istese kısa sürede hallederdi. Ergenekon ve Balyoz’da yaptıklarını AK Parti’ye de yaparlardı. Bunların hepsini yaşadık, hatıraları taze… Koskoca orduyu birkaç ayda çökertmediler mi… Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a kadar birçok üst düzey subay içeri girmedi mi… İstediklerini içeri atıp istemediklerini korumadılar mı… Parlak Denizcileri tasfiye edip yerine kimbilir hangi yeteneksizlerin önünü açmadılar mı…” https://www.sozcu18.com/cemaat-akpyi-5-dakikada-bitirirdi-16440h.htm
Ortamın gerginliğinden paralel yapının artık hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırma düşüncesi güçlendiği anlaşılıyordu. Tüm yolları deneyen Fetö başarılı olamayınca ellerindeki son seçeneği yani askeri devreye sokmaya karar verdi.
Darbe hazırlığında olunduğuna dair 15 Temmuz 16:00’da istihbarat edinen Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler‘e ilk bilgilendirmeyi gerçekleştirdi. 17:30’da gerçekleştirilen ayrıntılı bilgi paylaşımı sonrasında durumun ciddi olduğu değerlendirmesinde bulunuldu ve hava sahasının kapatılması, tüm askerî hareketliliğin yasaklanması, Kara Havacılık Okulunun ivedi teftiş edilmesi gibi tedbirler alındı. 16 Temmuz 03:00’da harekete geçmeyi ve 06:00’da sıkıyönetim ilan etmeyi planlayan cuntacılar ise planlarının deşifre olmasının ardından girişimlerini öne çekti.
15 Temmuz darbe girişimi veya 2016 Türkiye askerî darbe teşebbüsü, darbecilerin verdiği isimle Harekat Yıldırım veya Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsü. Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRT’de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı. İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü jandarma tarafından kapatıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı. Ankara’nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Muğla‘nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alındı. Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk’te FaceTime aracılığı ile gerçekleştirdiği bağlantıda darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti. Çağrının ardından, Türkiye’nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi.
16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda askerî darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104’ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300’den fazla kişi hayatını kaybetti, 1491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı. Gülen Hareketi destekli olduğu öne sürülen askerî darbe girişiminin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanununun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs’, ‘halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik’ ve ‘cumhurbaşkanına suikast’ suçlarından soruşturma başlatıldı. 21 Temmuz’da Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından anayasanın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi. İlan edilen olağanüstü hâl darbe girişiminin ardından geçen 2 yıllık süreyi kapsayacak şekilde uzatıldı. Girişimin ardından başlatılan tasfiye süresince; Nisan 2018 itibarıyla, 160 bin kişi gözaltına alındı, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla 50 bin kişi tutuklandı ve 152 bin kamu personeli görevlerinden ihraç edildi. Darbe girişimini izleyen dört yıllık sürede 289 dava açıldı, karara bağlanan 275 davada toplamda 4 bin 130 sanık hüküm giydi. https://tr.wikipedia.org/wiki/15_Temmuz_darbe_giri%C5%9Fimi
Orta yaş civarında olan insanlar Türkiye’de bir çok kalkışma, darbe teşebbüsü ve darbeye şahit olmuşlardı. Fakat 15 Temmuz kalkışması hepsinden daha farklı bir yapıya sahipti. Amacı siyasetten uzak, etliye sütlüye karışmayan kendi halinde inançları yaşayan insanların gün gelip darbe yapmaya kalkışacakları, kendi insanlarına kurşun atıp, düşmanın bile yapmadığı Yüce meclisi bombalayacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Ama tüm halkımız bu ve daha fazlasına hep birlikte şahit olmuştur. Yüce gönüllü, gözünü budaktan esirgemeyen milletimizin kendini tankların önüne atması, kurşunlara göğüs germesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin dik duruşu böyle bir kalkışmayı da göğüslemiş ve darbeyi yapanlar amaçlarını gerçekleştiremeden geri püskürtülmüştür.
https://www.kayserianahaber.com/-yeni-15-temmuz-kalkismasi_m5028.html?yazar=2509