- 1.967 kez görüntülendi
“Merhaba bir dosttan gelmeli. Mübarek bir dosttan. Dost bir kişiden.” ( Dostluk Üzerine, İkinci Bölüm, 88) Dostsuz olmaz, dostsuz yaşanmaz. En değer verdiğim, en önemli kavramlardan birisidir dostluk. Dostluk kavramının içi doldurulduğunda kardeşten, arkadaştan, herkesten daha kıymetlidir. Dost dosttur. Dost her şeydir. Yeri gelir o dost ayağını yılan deliğine uzatır dostu yerine kendisini sokar yılan. Yeri gelir dostun yatağına yatar kapısında düşmanları kılıçlarıyla beklerken…
Sahur meclislerinin birinde Selim Cerrah, Fethi Gemuhluoğlu’nun dostluk üzerine yazdığı bir ince kitaptan bahsetti ve okunmasını önerdi. Sağ olsun bir dostumuz kitabı getirtmeyi üstlendi. Kitap geldi, hay maşallah tam yedi yüz sayfa… Gözümüz korktu. Ama konusu ve yazarı itibariyle okunması gerekli bir kitaptı benim için. Önemli bir kitap herkes için.
Kitabın arka kapağında “ Dostluk Üzerine”, merhum mücadele adamı Fethi Gemuhluoğlu’nun 22 Kasım 1975 tarihinde bir toplantıda yaptığı, ünü günümüze kadar ulaşmış bir konuşma metnidir. Kendisinin vefatından sonra defalarca basılmış, elden ele ulaşmış, milyonları etkilemiş bir manifestodur.” kısa bir açıklama yer almaktadır.
Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere aslında konuşma kısa ve öz bir metindir. Peki ‘kitap neden bu kadar kalın? sorusuna yine arka kapaktaki kısa metin cevap vermektedir. “Türk fikir ve düşünce hayatının yanı sıra, siyaset ve bürokrasi çarklarında yetişmiş bir nesil pek çok vatan evladı, ömrünün bir döneminde şu veya bu şekilde Gemuhluoğlu’nun himaye ve teşviklerine mazhar olmuştur. Bu kitap, kendisinin ünlü konuşmasının eksiksiz ve tam bir metninin yanı sıra, vefatından sonra hakkında yazılmış makale, yorum ve yazıları, merhumun şiirlerini, kendisine ithaf edilen şiirleri, yine kendisinin Arapkir Postası’nda çıkmış yazılarını ihtiva etmektedir.”
Kitap ‘iz yayınları’ incele ve araştırma serisinden çıkmıştır. Yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm kitaba da adını veren dostluk üzerine konuşmadan oluşuyor. İkinci ve Üçüncü bölüm yazı ve mektuplarından, dördüncü bölüm O’ na ithaf edilen şiirlerden, beşinci ve altıncı bölüm O’nun için söylenen ve yazılanlardan yedinci ve son bölüm ise biyografik bilgilerden oluşmaktadır.
“Kırk senedir söz orucu tutuyorum. En az yirmi senedir, yirmi beş senedir yazı orucu tutuyorum. Ne yazarım, ne çizerim” diyor Fethi Gemuhluoğlu. Mütevazi bir kişilik…
Konuşmasından gözümüze takılan cümleler: “İnsan dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak gibi kademe kademe ama entegre bir bütün içinde bütün dostluklar söylenmeye mecburdur.
Tabii insan fikre dost olunca tarihe, coğrafyaya ormana da dost olur ağaca da dost olur. Komşuya da dost. Süfli olmayana dost… Kendimize dost olmayanlar gayrıya dost olamazlar. Kendileri ile barışa varamayanlar gayrı ile barışa varamazlar. Dünya dostluk üzerine halkedilmiştir. Yunus Diyor ki, “sevdiğimi söylemezsem sevmek derdi beni boğar.” Görüyorsunuz ki, hilkat muhabbet üzere ve aşk üzere halkedilmiş.” (Dostluk Üzerine, Birinci Bölüm, 25-41)
Fethi Gemuhluoğlu’na göre yaratılış, dostluk ve aşk üzere kurulmuştur. Dostluk üzerine düşünelim, dostlarımızı düşünelim. Dostlukları artırma, dostları çoğaltma peşinde olalım her zaman.
Peki bu kalın kitapta kendisinden bahsedilen Fethi Gemuhluoğlu kimdir? O’nun hakkında neler söylenmiş kısaca onlara da bir göz atalım. “Ekim 1922 tarihinde İstanbul’da doğdu.1940 yılında Haydarpaşa lisesinden mezun olduktan sonra İstanbul hukuk fakültesinde öğrenimini sürdürdü. Askerliğini yedek subay olarak yaptı. Bir süre edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul’da spor ve sergi sarayı müdürlüğü, milli eğitim bakanlığı özel kalem müdürlüğü, TOBB basın müşavirliği, Türk Petrol vakfının genel sekreterliği görevini sürdürdü. 5 Ekim 1977’ de vefat etti.
Arapkir postasında esir ve mazlum milletlerin durumuna dikkat çeken ve Afrika’nın önemini vurgulayan yazılar kaleme aldı.” (Dostluk Üzerine, 7. Bölüm, 694)
“ Kelamın en zarifini, edebin en kamilini, siyasetin en ferasetlisini edebiyatın en muhtevalısını, onun aziz varlığında erimiş bulurduk.
Çok ötelerden gelmiş çağımıza oturmuş bir mana kahramanıydı ve gelecek zamanlara müjdeler ulaştıran bir kavşak zirvesiydi sanki.,
Binlerce çoşkun şelalenin pamuktan köpükleri dolardı çevrenize o konuşurken. Bulutlar sırlarını sergilerdi önünüze o konuşurken…” Mehmet Akif İnan
“Bize kendi kuşağı içinden en sağlam çizgiyi aktarabilenlerden biriydi.Nefs putuna karşı amansız bir mücadele verip bu savaştan galip çıkanlardan biriydi.” İsmet Özel
“Çok renkli, çok yönlü bir kişilik sahibiydi. Sessiz fakat derin ve etkili bir eylem adamıydı. Bir gönül adamıydı. Unutulmaz bir sohbet adamıydı. Onun sohbetlerinde hem fikirlerle donanır, hem bir ermiş adam halini yaşar, hem dava bilincinizin keskinleştiğini hissederdiniz.” Rasim Özdenören
“Konuşurken büyüleyici,kızarken sevimli,gülerken ferahlatıcı bir gönül adamı. Şimdi üşür gibiyim, titrer gibiyim. Eminim ki, bu hislerimi paylaşan bir münevverler ordusu Türkiye’nin her tarafını kaplamış bir haldedir.” Altan Deliorman
“Fethi ağabey ardında çok gözler ıslandı.Gerçekten de masallarımızı, hayallerimizi süsleyen “Huma Kuşu” gibi gölgesi ve ruhaniyeti “üstümüze düşsün” diye beklenen bir efsane yaratığa benziyordu.” Ahmet Kabaklı
Fethi Gemuhluoğlu hakkında o kadar çok söylenen ve yazılan var ki hepsinden kısa alıntı yapmak bile bu yazının boyutunu ziyadesiyle aşacaktır. Bu yüzden konuya Necip Fazıl Kısakürek’ in O’nun hakkındaki cümleleriyle son vermek istiyorum. “Fethi Gemuhluoğlu, harp meydanında görünmeyen, fakat ateş hattındakilere sakalık eden, nakliye ve levazım kollarına yön veren, hususi çevrelerde mayası halis bir gençlik yoğuran, gönlü tasavvuf kokusuyla ıtırlı ve dili en murassa Osmanlıca zarbı içinde İslami zevk mazrufiyle nakışlı, son turfanda bir tipdi.”
Fethi Gemuhluoğlu’ na Allah rahmet eylesin. “Dostluk Üzerine” kitabını okumanız dileğiyle…
http://kayserianahaber.com/-yeni-bulutlar-sirlarini-sergilerdi_m5020.html