11 Ekim 2024
Anasayfa » Yazıları » KUTLU VAKİTLER III

KUTLU VAKİTLER III

  • 1.461 kez görüntülendi

Oruç İklimi

İslam’ın temel esaslarından birisi de Ramazan ayında oruç tutmaktır. Kur’an ve Sünnette Ramazan ayı boyunca oruç tutmak, Müslüman ve sağlıklı olan tüm bireylere farz kılınmıştır. Oruç tutmak birçok fazileti, hikmeti ve faydası olan bir ibadet türüdür. Hakkıyla tutulan oruç insanı üstün vasıflarla donatır.

Oruç iklimi bambaşka bir iklimdir. Bu iklimde insanlar güçlü bir iradeye sahip olurlar. İnananlar bu mevsimde sabretmeyi, paylaşmayı, nimetleri verene şükretmeyi, O’nu hatırlamayı, tefekkür etmeyi, O’nu zikretmeyi, gönderdiği Kur’an-Kerim’i okumayı, kusurlarının, hatalarının, günahlarının bağışlanması için tevbe ve istiğfar etmeyi çoğaltır. Oruç iklimi sayesinde sağlıklı, huzurlu, mutlu bir toplum oluşur.

Oruç hem maddi hem manevi bir terbiyecidir. Her yıl Ramazan ayında gelerek insanın iradesini güçlendirerek bireyi yeniler, tazeler. Güç ve enerji kazanan insan on bir ay boyunca bu enerjiyle yaşar. Yıl boyunca işlenen küçük/büyük günahlar, kusurlar, hatalar oruç mevsiminde yıkanır, temizlenir, ortadan kaldırılır. Yine yıl boyunca yorulan organlar oruçla rahat bir nefes alır. Dinlenir, güçlenir, kirden, pastan, toksinlerden arınır. Oruç hem bedenen bir temizlik hem de manevi bir arınmadır.

Oruç iklimi, Kur’an iklimidir. Her zamankinden daha çok Kur’an okunmalı, anlamı üzerinde düşünülmelidir. “O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).” (Bakara 185) Peygamberimiz, özellikle Ramazan ayında Kur’ân-ı Kerîm’e daha fazla ehemmiyet verirdi. Cebrail (Aleyhisselam) ile bu ayda Kur’ân-ı Kerîm’i mukabele ederlerdi. Vefâtından önceki Ramazan’da ise bu mukabeleyi iki kere yapmışlardı. (Müslim, Fedâil 50.) Resûlullah, Kur’ân-ı Kerîm’i, Cebrâil (Aleyhisselam)’dan sonra bâzı sahâbîleriyle de mukabele ederdi. (Ahmed, I, 405) Oruç ikliminde mukabeleler okunur, hatimler indirilir. Kur’an okunup anlaşılır, yaşanmaya çalışılır.

Oruç iklimi, namaz iklimidir. Bu mevsimde kaza namazları ve nafile namazları çoğaltılır. “Kim ramazan namazını (teravih) inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek kılarsa onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 174) Yine Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz buyurur ki: “Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de (terâvîh) namazını sünnet kıldım.” (İbn-i Mâce, Salât)

Oruç iklimi, zikir iklimidir. Âyet-i Kerime’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’râf, 205). Oruç ağızlarla Rabbimizi bolca zikretmek, hatırlamak, anmak gerekir.

Oruç iklimi, infak iklimidir. Kirlenen malların temizlendiği mevsimidir. Bilerek bilmeyerek içine haram karışan, kirlenen mallaindan infak edilerek temizlenir. Bir adam, Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem)‘e gelerek: “-Yâ Resûlallâh! Hangi sadaka ecir bakımından daha büyüktür?” diye sordu. Allâh Resûlü (sallâllâhu aleyhi ve sellem)“-Ramazan-ı Şerîf’de verilen sadaka…” (Tirmizî) buyurdular. İbni Abbâs radıyallahu anh şöyle dedi: “Rasûllullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil Aleyhisselam’ın, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil Aleyhisselam, Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Rasûlullah, Cebrâil Aleyhisselam ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.” (Buhârî, Bedü’l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed’ul-halk 6, Fezâilü’l-Kur’ân 7, Edeb 39) Zekatlar, fitreler, sadakalar bu iklimde çoğaltılarak verilir. Zîrâ bu ibâdetler, yâni ehline verilen zekât ve sadaka gibi sâlih ameller,  Yüce Allah’ın afv ve mağfiretini coşturur. Feyiz ve bereketlere gark eder. İlahi rahmetin kapılarını aralar. Cehennem yollarına engel olur. İlahi yardımların kapılarını aralar.

Oruç ikliminde bol dua edilir. İbâdetlerin özü olan duâ, kulun benliğinden sıyrılarak Rabbine sığınmasıdır. Allâh ile kul arasında en önemli bir mânevî bağ durumundadır. Oruç ayında oruçlu iken ve özellikle de gecelerinde Rabbimize yalvarmalı ve ona sığınılmalıdır. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyurulmaktadır:  “(Rasûlüm!) De ki: Sizin (kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-Furkân, 77) O’na dua edilmeli, ne istenecekse O’ndan istenmelidir.

Oruç iklimi,  istiğfar ve tevbe iklimidir. Zîrâ hadîs-i şerîfte Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurur: “Cebrâîl Aleyhisselam bana göründü ve “Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!” dedi. Ben de «Âmîn!» dedim…” (Hâkim, IV, 170/7256; Tirmizî, Deavât, 100/3545) Yine Hazret-i Peygamber: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim…” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır. Bu iklimde çokça tevbe edilmeli, işlenen kusurlar, hatalar, günahlar için istiğfar edilmelidir.

Oruç iklimi, tefekkür mevsimidir. Rabbimizi, yarattıklarını, bize verdiği nimetlerini düşünüp tefekkür edilmelidir. Kur’an’da bir çok ayet tefekkür etmez misiniz? düşünmez misiniz? akletmez misiniz? diye sormaktadır. Bu iklimi fırsat bilip Rabbimizi, O’nun yüceliğini, verdiği nimetlerini daha çok düşünmeli, tefekkür edilmelidir.

Oruç iklimi farkında olma iklimidir. Dünya telaşelelerinin  içinde sağını solunu görmeyen, kimseyle ilgilenmeyen, kimseyi tanımaya gayret etmeyen bir hale gelen insanların çevrenin farkına varması, onları tanıyıp ilgilenmesi zamanıdır bu mevsim. Bu iklimde yoksul, yetim, kimsesiz, çaresiz, hasta ve muhtaçların gözetilmesi, yüreklerin böyle kimselere uzanması ve onlarla bir gönül beraberliği yaşanması gerekir.

Oruç iklimi farklılaşma mevsimidir. Bedensel farklılıklar, ruhi farklılar olmalıdır. Diğer zamanlardaki gibi olmamalıdır. Beden oruçlu iken ağza bir şey girmemesine dikkat edildiği gibi ağızdan çıkan her kelimeye de dikkat edilmelidir. Ya hayır konuşmalı ya susmalı. Gözü haram bakışlardan, dili gıybetten, iftiradan yalandan uzaklaştırmalıdır. Oruç etrafımızı görmemizi sağlamalıdır. Aç var mı susuz var mı fakir var mı yetim var mı onların görülüp ve onlara yardımcı olunmasını sağlamalıdır. ‘Kendisi tokken komşusu aç yatan bizden değildir’ ikazını hatırlama mevsimidir. “Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlakâ cennete koyar.” (Tirmizî, Birr, 14/1917) “Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır…” (Ahmed, V, 250)

Eğer oruç iklimi diğer günlerden mevsimlerden, iklimlerden farklı olmayacaksa o zaman Peygamberimizin şu hadisi şerifinin muhatabı olunur. “Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan, yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Oruç iklimi, bir fırsat olarak bilinmelidir. Bu nimet iyi değerlendirilmelidir. Bir daha kavuşulacağı, bir daha bu iklime ulaşılacağı bilinmezken bu vakti, bu iklimi, bu mevsimi gereği gibi değerlendirmeye çalışılmalıdır. Daha çok ibadet, daha çok tefekkür, daha çok zikir, daha çok yardım, daha çok hayır hasenat yapılmalıdır. Büyükler aranmalı, ziyaret edilmeli, sıla-i rahim ihmal edilmemelidir. Yetim ve öksüzlerin başı okşanıp ihtiyaçları giderilmelidir. Hastalar ziyaret edilip, fakir fukarayla iftar sofraları paylaşılmalıdır. Dünya Müslümanlarının hallerini düşünüp onlara dua edilmelidir. Her zamankinden daha fazla dikkatli olunmalı, günah ve hatalardan uzak durulmalı, insanlar incitilmemelidir. Allah’ın ağızsız ve dilsiz kulları hayvanları koruyup gözetilmelidir. Çevre ağaçlandırıp, yeşillendirilmeli, kirletilmemelidir. Bu güzel ve bereketli iklimin farkında olunmalı, diğer mevsimlerden farklı olabilecek etkinliklerde, ibadetlerde bulunularak fırsat ve nimet güzelce değerlendirilmelidir.

( https://kayserianahaber.com/-yeni-kutlu-vakitler-3-oruc-iklimi_m5375.html)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ