- 1.720 kez görüntülendi
Kadir gecesi dini literatürde en önemli, en değerli, en kutsal gecedir. Bu gecenin feyzi, bereketi, affı mağfireti diğer gecelerden kat be kat fazladır. Bunu Kur’an-ı Kerim’deki Kadir suresinden öğreniyoruz. “1- Biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik. 2- Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? 3- Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.4- Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için iner. 5- O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 1-5)
Kadir gecesi, Kur’an’ın indirildiği ya da indirilmeye başladığı gecedir. Bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu, Yüce Allah tarafından bildirilmektedir.
Bu gece büyük bir gecedir çünkü bu geceyi gerçek yüzü ile kavrayabilmek insanın kavrama yeteneklerini aşar. “Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin.” Sıradan insanların zihinlerinde bu gece ile ilgili olarak yaygın hale gelen birçok efsaneye sarılma ihtiyacı duymadan belirtelim ki bu gece yüce Allah’ın Kur’an’ı indirmeye başlamak için onu seçmesi açısından büyük bir gecedir. Bu ışık yağmurunu bütün varlık alemine akıtmak için insanın vicdanına ve hayatına Allah’ın nurundan çağlayan esenliği eksiksiz tamamlamak için seçtiğinden dolayı büyük bir gecedir. Bu gece, Kur’an’ın inanç sistemini ve yeryüzüne ve vicdanlara yaydığı terbiyeyi içermesi bakımından büyük bir gecedir. Bu gece melekler ve özellikle de Cebrail yanlarına bu gecede inen şu Kadir suresinin bir cinsi olması bakımından Kur’an’ı alarak indikleri için ve şu surenin kelimelerinin olağanüstü bir ifade ile canlandırdığı kainat çapındaki şenlikte yeryüzü ile gökyüzü arasına dağılıp yayıldıkları için büyük bir gecedir. Resulullah bizlere her yıl bu mübarek geceyi kutlamamızı, Ramazanın son on gecesinde bu geceyi bekleyip araştırmamızı teşvik ederek bu yolu çizmiştir bizlere. Buhari ve Müslim’de yer alan bir hadiste Resulullah “Kadir gecesini Ramazanın son on gecesinde arayın” buyurmuştur. Yine Buhari ve Müslim’de yer alan bir hadiste Rasulullah’ın “Kim kadir gecesini imanla ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihya eder değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır” buyurduğunu görmekteyiz. (Seyyid Kutup Fizilalil Kur’an)
Hakkında müstakil bir sure inmiş olan mübarek Kadir gecesi, mü’minlere Rabbimizin büyük bir lütuf ve ikramıdır. Üzerimizdeki nimetlerin en büyüklerindendir. Bu geceden gafil olmamak için Ramazanın içinde bulunduğumuz bu son günlerini ve gecelerini dua ve ibadetle geçirmek, bol bol istiğfar etmek gerekir. İbadetleri çoğaltarak, dünya ve dünyalıklardan sıyrılmaya çalışalım.
Anlatılır ki, Alman Hans ile Hasan iki samimi arkadaştır, yiyip içtikleri ayrı gitmemektedir. Yine bir gün çilingir sofrasındayken Hasan Hans’a demiş ki:
“Hans sen Hristiyansın, ben Müslümanım, benim arkadaşım Hristiyan olmamalı, gel sen Müslüman ol.” Hans demiş ki: “Seni kıramam sen benim en iyi arkadaşımsın. Olmaya olurum ama siz de namaz diye bir ibadet var ben onu yapamam, her gün abdest al namaz kıl… Olmaz yapamam…”
Başka bir gün Hasan Hans’a yine “Hans, gel Müslüman ol” demiş, Hans “ Siz de oruç diye bir ibadet var ben öyle bir ay oruç tutamam, aç kalamam.”
Başka bir gün bir eğlence mekanında beraberlerken Hasan yine Hans’a “Yahu Hans, ne kadar inatçısın, kaç zamandır gel Müslüman ol diyorum bir türlü olmuyorsun” demiş. Bunun üzerine Hans “Sizin ibadetler zor,ben yapamam ayrıca ben su yerine içki içerim siz de o da yasak, şu da yasak, bu da yasak ben yapamam” demiş.
Hasan demiş ki, “Ya arkadaşım, benim hiç namaz kıldığımı, oruç tutuğumu gördün mü? İçkiyi beraber içiyoruz, eğlence mekânlarında beraberiz, ben de senin gibiyim. Bak arkadaşım, biz de bir Kadirin Gecesi var, hocalarımız derki bu geceyi ihya eden seksen yıl ibadet etmiş gibi sevap alır, günahları affedilir. Ben de o geceyi takip ederim içki içmem, eğlenceye, zinaya gitmem. Abdest alır iki rekat namaz kılar, dua eder, seksen yılı kaparım. Hem Tanrı’nın rahmeti de geniş o affeder zaten…”
Hikâyenin sonunda Hans, Müslüman oldu mu bilmiyoruz. Ya da Hasan, Hristiyan oldu mu bilmiyoruz. Ancak İnanan insanların Hasan gibi düşünmesi doğru bir anlayış olamaz. Bu geceyi güzel bir biçimde ihya edip değerlendirmemiz gerektiği doğrudur. Fakat istediğin kadar günah işle, sonra gel Kadir gecesi gibi ulvi bir gecede nasılsa Allah’ın rahmeti geniş diyerek affedilmeyi bekle, tüm hatalarından arınmayı um… bu biraz Hristiyanlıktaki günah çıkarma düşüncesi gibi olacaktır, böyle düşünmek sakat bir anlayıştır. Bir mümine böyle düşünmesi yakışık almaz. Her mümin, üzerine düşen görevi yerine getirir ve Rabbinin rahmetinden, lütfundan istifade etmek, mağfirete ulaşmak için Kadir gecesi gibi ulvi ve rahmeti geniş geceleri ve günleri birer fırsat bilir ve değerlendirir.
İnananlar elbette Kadir gecesini gereği gibi ihya edip gecenin feyz ve bereketinden istifade eder. Fakat ‘Her geceyi Kadir bil’ sözü gereğince tüm gecelerini kadir gecesini değerlendirdiği gibi ihya etmeye gayret eder. Müslüman sadece Kadir gecesi, sadece Ramazan Müslümanı olmamalıdır.
Yazımızı bir hadis-i şerifle bitirelim. Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resülü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?” Şu duayı okumamı söyledi: “Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu’l-afve fa’fu anni. (Allahım! Sen aff edicisin, affı seversin, beni de affet.” (Tirmizi, Da’avât 89, 3508)
Bu duayı biz de sürekli tekrar edelim. Gecenin feyzi, bereketi, rahmeti tüm inananların üzerine olsun. http://kayserianahaber.com/kutlu-vakitler-4-_m5396.html