21 Kasım 2024
Anasayfa » Yazıları » RAMAZANDA OLMAZSA BAŞKA NE ZAMAN

RAMAZANDA OLMAZSA BAŞKA NE ZAMAN

  • 2.481 kez görüntülendi

Aşağıdaki Hadis-i Şerif’i okuduğumuzda Ramazan ayının Allah katında ne kadar değerli bir ay olduğunu, aynı zamanda Allah Teala’nın inanmış ve bu ayın kadr ü kıymetini bilen insanlara ne güzel öneriler sunduğunu, bu ayı ne şekilde geçirmemiz gerektiğini, hakkıyla geçirilen bir ay sonunda da neler kazanılabileceğini veya neler kaybedileceğini anlıyoruz.

Selman-ı Farisi’den nakledildiğine göre: “Rasulullah (aleyhissalatü vesselam) Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:

– Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istemiştir.

Kim bu ayda hayırlı bir hasletle / özellikle Allah’a yaklaşırsa (o hasleti vesile kılarsa), bu ayın dışında farzı yerine getiren kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı yerine getirirse, bu ayın dışında yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur.

Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır.

Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur. 

(Sahabiler) dediler ki: 

– Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler bulamayabiliriz? 

Aleyhissalatü vesselam Efendimiz buyurdu ki: 

– Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir.

Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.

Kim kölesinin / hizmetçisinin yükünü hafifletirse, Allah da onu cehennemden azat eder.

Bu ayda dört hasleti çoğaltın: Bunlardan iki tanesiyle Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır. 

Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmeniz ve ondan af dilemeniz (istiğfar etmeniz)dir. 

Hep muhtaç olduğunuz iki haslet ise, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız.

Kim bu ayda bir oruçluyu doyurursa, Allah da ona benim havzımdan bir yudum içirir ki, artık o, cennete girinceye kadar bir daha susamaz.” (İbn-i Huzeyme, Sahih; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/223; es-Saati, el-Fethu’r-Rabbânî, 9/233; el-Hindi, Kenzu’l-Ummal, 8/477)

Hadiste geçen önemli hususlar üzerinde durmaya çalışalım. Öncelikle Allah’ın razı olacağı iki şeyi bilmek gerekir.  Allah’ı tanımak, bilmek, O’nun bir ve tek olduğuna şehadet etmektir ki imanın temeli de budur. İmanı olmayan zaten ibadetle de yükümlü olamaz. Diğeri de Allah’tan af dilemektir. “O kimseler gibi olmayın ki, Allah’ı unuttular da Allah da onlara öz benliklerini unutturdu. Yoldan çıkmışların ta kendileridir onlar.”(Haşr, 19) Allah’ı sürekli hatırlamak, Onun büyüklüğünü, yüceliğini zikretmek ve ondan af ve mağfiret dilemek.

Ramazan ayında yapılan ibadetlerin çok büyük bir önemi vardır. Bu ayda yapılan bir nafile farz gibi farzlar da diğer aylardaki yetmiş farz gibi değerlendirilmektedir. Öyleyse ibadetlerin dozunu bu ayda arttırmak gerekir. Zekatları, fidyeleri sadakaları vermeye, namazları arttırmaya, Kur’anı çokça okumaya özen gösterelim. Zaten oruç için de herhangi bir hesap ve karşılık yoktur. Çünkü Allah (cc), hadsiz bir şekilde mükâfatını verecektir. “Oruç benim içindir Onun mükâfatını ancak ben veririm.”

Ramazan sabır ve rızıkların bollaştığı bereket ayıdır. Sabrın karşılığının cennet olarak ifadesini bulduğu görülür.

Hayır hasenatlar yapma, iyilikleri çoğaltma, oruçlu insanları özellikle de ihtiyaç sahibi olan fakir fukarayı iftar ettirme, başkasına olan yükleri hafifletmeye çalışma cehennemden azat olmaya vesile olacaktır.Yine Hadis-i Şerif’te muhtaç olunan iki hasleti yani Allah’tan cenneti isteyip cehennemin vahşetinden yine Allah’a sığınmamız da teşvik edilmiştir.

“Yine Ramazan geldi,
Tüm mağfiret imkanlarıyla,
Cennet kapıları ardına kadar açık,
Cehennem kapıları sonuna kadar kapalı.
Şeytanlar bağlı, kısıtlı.
Böyle bir aya erişip de bağışlanmamış olana yazık!
Ramazanda da bağışlanmazsa insan,
Peki başka ne zaman?” (Ibn Ebî Şeybe, Musannef, II., 270; Taberâni, el-Mu’cemü’l-evsat, VII., 323; Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, III., 143; Münzirî, et-Tergîb ve’t-terhîb, II, 99)

Hayat su gibi akıp gidiyor. Kardeşlikten, haktan hukuktan uzaklaşıyoruz. Birlik beraberlikten, komşu haklarından uzaklaşıyoruz. Bireyselleşiyor ve bencilleşiyoruz. Kin, nefret, yalan, dolan, iftira, aldatma sokaklarımızı dolduruyor.  Gönüllerimiz de ruhlarımız da günahlarla, kusurlarla kirleniyor. Bir dahaki rahmet ayına, mağfiret ayına çıkıp çıkmayacağımız belli değilken bu ramazan ayını değerlendirmemiz gerekmez mi? On bir ay boyunca biriken kirlerden, hatalardan, kusurlardan, günahlardan uzaklaşmamız gerekmez mi? Ramazanda da olmazsa ne zaman olacak? diye kendimizi sorgulamamız gerekmez mi?

Hadis-i Şerif’i okuyup, anlayıp, gereğini yerine getirip rahmete, mağfirete mazhar olup cehennemden kurtulanlardan olalım inş. Ramazanda da olmazsa başka ne zaman?

https://www.kayserianahaber.com/ramazanda-olmazsa-baska-ne-zaman_m5637.html

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ