21 Kasım 2024
Anasayfa » Yazıları » VARLIK ALEMİNİN GÖZBEBEĞİ İNSAN     

VARLIK ALEMİNİN GÖZBEBEĞİ İNSAN     

  • 2.293 kez görüntülendi

İnsan, kelime olarak unutan, unutkan (“İnsan“kelimesi “beşer, insan topluluğu” anlamındaki ins kelimesinden ya da “unutan varlık” manasındaki insiyân kökünden türemiştir; /çünkü o Allah’a verdiği sözü unutmuştur./ “O kimseler gibi olmayın ki, Allah’ı unuttular da Allah da onlara öz benliklerini unutturdu. Yoldan çıkmışların ta kendileridir onlar.”(Haşr, 19) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/459657)  

İnsan kelimesinin kökeni için ileri sürülen görüşler arasında “nisyan” kelimesi, öteki anlamlarla kıyaslanmayacak ölçüde bir şöhret kazanmıştır. https://www.lacivertdergi.com/gundem/makaleler/2017/05/15/unutan-ve-hatirlayan-olarak-insan

İnsan, meleklerin ifadesiyle yeryüzünde kan dökücü ve fesat çıkarıcıdır. “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: ‘Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın?”(Bakara/30)

İlk yaratılış itibariyle de değersiz bir maddeden topraktan, balçıktan sonra da iğrenç görülen, önemsiz bir sudan (meniden) yaratılmıştır. “Yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk insanı çamurdan yaratmıştır. Sonra onun neslini değersiz bir suyun özünden yaratıp sürdürmüştür.” (Secde 7-8).) “And olsun ki biz insanı çamurun özünden yarattık. Sonra onu sağlam ve korunmuş olan anne rahmine bir damla su olarak yerleştirdik. Sonra o su damlasını yapışkan bir şekle getirdik. Sonra onu bir parça et olarak yarattık. O et parçasını kemikler olarak yarattık. Kemiklere de et giydirdik. Sonra da onu, bambaşka bir yaratılışla inşaa ettik.” (Mü’minun, 23/12-16). İnsanın yaratılışından bahseden ayetler onun toprak, çamur, pişmiş çamur, cıvık çamur vb. yaratıldığından bahsediliyorsa bununla Hz. Âdem’in kastedildiği, sudan, meniden, nutfeden vb. yaratıldığından bahseden ifadelerin kullanıldığı yerlerde ise Âdem’in (as) nesli olan bütün insanlara işaret edildiği görülür.https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/459657

Şeytan’ın ben ateştenim, o topraktan, ben ondan üstünüm.  “Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım. (Çünkü) Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın”  (Araf/ 12) dediği gibi insan, toprak, çamur, balçıktan yaratılmıştır.

Allah katında ise  “Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tin/5) ifadesiyle değersiz ve önemsiz bir haldedir. “Sen onların vahyi dinlediklerini ve akıl ettiklerini mi zannediyorsun? Hayır. Onlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağı seviyededirler.”( Furkan/44) Yine “Ant olsun ki, birçok görünen ve görünmeyen iradeli varlıkları (yaptıkları yüzünden) cehennemlik kıldık. Onların kalpleri var fakat (hakkı) anlamazlar, gözleri var fakat (gerçeği) görmezler, kulakları var fakat (doğruyu) duymazlar. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da sapıktırlar. Onlar gaflet içindedirler.”(A’raf / 179)

İnsan zalim ve nankördür.“O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zalimdir, çok nankördür.” (İbrahim/34)

İnsan acelecidir. “İnsan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder. Esasen insanoğlu acelecidir.”(İsra/11)

İnsan verdiği sözde durmayan, ahdine sadık olmayandır. “Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.” (Ali İmran, 77)

İnsan cimri ve nankördür. “Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şeyi saklarlar. Nankörler için biz, rezil edici bir azap hazırladık.”  (Nisa, 37)

İnsan merhametsiz, katı kalplidir. “Sonra bunun ardından kalpleriniz yine kaskatı kesildi. Taş gibidir o. Belki daha da katıdır. Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar fışkırır. Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki, Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah, yapıp durduklarınızdan gafil değildir.” (Bakara, 74)

İnsan günahta, haram yemede ve düşmanlıkta yarış yapar. “Onların birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede yarıştıklarını görürsün. Ne kötüdür o yapmakta oldukları!”(Maide, 62)

Bu ve buna benzer birçok negatif sıfat insanoğlunun özelliklerindendir. Tüm bu eksi özelliklerine rağmen insanın birçok pozitif özellikleri de vardır.

İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. “Hani Rabbin, meleklere ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti. Melekler, ‘Yâ Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz’ dediler. Allah meleklere ‘Ben sizin bilmediklerinizi bilirim’ dedi.” (Bakara, 2/30)

İnsan, en güzel bir biçimde yaratılmıştır. “Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”(Tin/4)

Allah, insana kendi ruhundan üfürmüştür.“Sonra onu ’düzeltip bir biçime soktu’ ve ona (insana, Kendi) ruhundan üfledi. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti.” (Secde/9)

İnsan, diğer varlıkların kabul etmediği bir sorumluluğu üstlenmiştir. “Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi.”(Ahzab/72)

İnsan bilgiyle donatılmıştır. “Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra bunları meleklere gösterip “Sözünüzde doğru iseniz şunların isimlerini bana söyleyin” dedi.” (Bakara/31)

İnsan hiçbir varlığa verilmemiş akıl ve hikmetle teçhiz edilmiştir. “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona pek büyük bir hayır (servet) verilmiştir. Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.”  (Bakara/269)

İnsan, meleklerin kendisine secde ettirildiği bir varlıktır. “Doğrusu sizi yarattık. Sonra size biçim verdik. Sonra da meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. Onlar da hemen secde ettiler.” (A’raf/11)

Kainatta yaratılmış olan her ne varsa insanın emrine verilmiştir. “Allah, hem göklerde olanlar ve hem de yerde bulunanların hepsini, kendi tarafından (bir lütuf olarak) sizin emrinize verdi. Doğrusu bunda, düşünecek bir topluluk için gerçekten deliller vardır.” (Casiye/13)

Tüm bunlardan anladığımız insan negatif ve pozitif birçok özellikle donatılmıştır. Olumsuz özelliklerini pozitife çevirebildiği ölçüde Allah’ın yeryüzündeki halifesidir, değerlidir, kıymetlidir. Diğer varlıklardan üstün olur, mahlukatın gözbebeği, alemin özünü oluşturur. Şeyh Galib’in dediği gibi:

Ey dil ey dil niye bu rütbede pür gâmsın sen
Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen
Secde-fermâ-yi melek zât-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akvâmsın sen
Rûhsun nefha-i Cibril ile tev’emsin sen
Sırr-ı Hak’sın mesel-i İsi-i Meryem’sin sen

Ey gönül, ey gönül, neden bu kadar gamla dolusun. Yıkıksın, kırık döküksün ama tılsımlı bir definesin sen. Meleklerin secde etmeleri emredilen kadri yüceltilmiş bir varlıksın, bildiğin gibi değil, her varlıktan daha olgun daha ilerisin sen. Ruhsun, Cebrail’in üfürmesiyle ikizsin, Tanrı’nın sırrısın, Meryem’in oğlu İsa gibisin sen.

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.

Merteben ayn-ı müsemmâdadır esmâ sanma
Merciin Hâlik-i eşyâdadır eşyâ sanma
Gördüğün emr-i muhakkakları rü’yâ sanma
Başkasın kendini sûretle heyûla sanma
Keşf ile sâbit olan mâ’niyi dâ’vâ sanma
Hakkına söylenen evsâfı müdârâ sanma

Mertebeni adlarla sanma; adların sahibindedir. Dönüp varacağın yer her şeyi yaratandır, eşyaya gideceğini zannetme. Gördüğün gerçekleri rüya sanma, sen başka bir varlıksın; kendini her sûreti kabul eden Heyulanın büründüğü sûret zannetme. Keşifle gerçekliği meydana çıkan manayı dava sanma, hakkında söylenen vasıfları gözüne girmek için söylenmiş sözler zannetme.

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.

İnleyip sırrını fâşeyleme ağyâra sakın
Düşme bilmezlik ile varta-i inkâra sakın
Değmesin âhların kâkül-i dildâra sakın
Sonra Mansûr gibi çıkman olur dâra sakın
Arz-ı acz etmeyesin yâreden ol yâra sakın
Bulduğun cevher-i âlîleri bîçâre sakın

Sırrını inleyip de sakın ağyara açma; bilmezlikle inkâr çukuruna düşmekten sakın. Ahların, sakın, sevgilinin kâkülüne değmesin, sonra Mansur gibi dâra çıkarsın. Sakın yaradan incinip de sevgiliye aczini bildirmeye kalkışma; a çaresiz kişi bulduğun kadri yüce incileri sakın.

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, âlemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.

Sendedir mahzen-i esrâr-ı mahabbet sende
Sendedir mâ’den-i envâr-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Ma’rifet sende hüner sende hakiykât sende
Nazar etsen yer ü gök duzâh u cennet sende
Arş u kürsiyy ü melek sendedir sende

Sevgi sırlarının mahzeni, o sırlar hazinelerinin konduğu yer sendedir, sende. Erlik, yiğitlik nurlarının madeni sendedir, sende.Gizli gizli daha nice ruh halleri var sende. Tanıyıp anlayış sende, hüner sende hakikât sende.Baksan görürsün ki yer de, gök de, cehennem de, cennet de sende, kürsî de sende, melek de elbet sendedir sende. 

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.

Hayftır şâh iken âlemde gedâ olmayasın
Keder-âlûde-i ümmîd ü recâ olmayasın
Vâdî-i ye’se düşüp hiç ü hebâ olmayasın
Yanılıp rehrev-i sahrâ-yı belâ olmayasın
Âdeme muttasıl ol tâ ki cüdâ olmayasın
Secdeler eyle ki merdûd-i Hüdâ olmayasın

Yazıktır, padişahken alemde yoksul olmayasın, ümit ve yalvarışla bozbulanık bir hale gelmeyesin.Yeis vadisine düşüp bir hiç olarak yok olmayasın, yolunu yitirip bela sahrasının yolunu tutmasayasın. Âdeme yapış ki gerçekten ayrılmayasın, secdeler etki Tanrı reddetmesin seni.

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen.

Merk-i hâtif gibi bu kayd-ı sivâdan güzer et
Erişen hâr u hasa âteş-i aşkı siper et
Dâmenin tutmaya âsâr-ı alâyık hazer et
Şems veş hâhiş-i Munlâ ile azm-i sefer et
Sâf kıl âyineni kâbil-i aks-i suver et
Hele bir cem’-i havâs eyle de Gâlib nazar et

Tanrı’dan gayri bütün varlıklardan, çakıp sönen, gelip giden bütün şimşekler gibi geç git. Üstüne takılan, konan çerçöpe aşk ateşini siper et ( onları yak yandır).

Gönül bağlanacak şeylerin eserleri, sakın, eteğini tutmasın. Şems gibi, Mevlana’yı isteyerek yola koyul, yol almaya bak. Aynanı (gönlünü) arıt, bütün sûretler ona vursun, görünsün. Galip, hele bir duygularını derle, topla da bak.

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

Kendine bir hoşça bak, alemin özüsün sen, varlıkların gözbebeği olan insansın sen. https://www.turkedebiyati.org/hosca-bak-zatina-kim-zubde-i-alemsin-sen/

https://www.kayserianahaber.com/varlik-aleminin-gozbebegi-insan_m5632.html

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ